Rutine bağlamış ilişkiler için ilaç niteliğinde bir içerikle geldik. Hayat koşuşturmacası, işler güçler, okul ya da çocuklar derken birbirinizi biraz ihmal etmiş olabilirsiniz. Fakat küçük ayrıntılar ve jestlerle bu durumu aşmak çok kolay. Biraz fedakarlık ve bolca sevgiyi de eklediğiniz takdirde, ilişkinizi sekteye uğratacak her şeyi ortadan bir anda kaldırmış olacaksınız! :)

Kibar Olmak Zor Bir Eylem Değil!

Ilişkilerin durağanlığı ile birlikte kabalaşmak da kaçınılmaz oluyor diye düşünmeyin. Hayatın her alanında olduğu gibi, kibarlık etmek pek çok kapıyı açmanıza yardımcı olacaktır. “Bırak o telefonu elinden artık!” demek yerine, “Hayatım, hadi gel biraz sohbet edelim, seni özledim!” nahifliğinde cümleler kurmak, hem partnerinizin gerilmesini önleyecek hem de ilişkinizi anlamlı kılacak bir adım olacaktır. Kibarlık elbette, yalnızca sözle değil; tavır ve hareketlerle de sağlanabilir. Hararetli bir tartışmanın ortasında, ona kaba cümleler kurmamanın yanı sıra, el kol hareketlerini en aza indirmek ya da onu dinlemiyormuş gibi davranmak yerine, söyledikleriyle ilgilendiğinizi belli etmek de sorunları daha başlamadan çözecektir.

Minik Hediyeler Kimi Mutlu Etmez ki :)

Hediyeleşmek, yalznızca özel günlerde değil; yılın diğer zamanları da oldukça önemli bir eylem aslında. Hiçbir nedeni yokken, partnerinize alacağınız bir kitap ya da oyun konsolu, hem onu son derece mutlu edecek hem de aranızdaki bağı kuvvetlendirecek bir düşünce olacaktır. Pahada hafif; fakat manevi değeri yüksek el yapımı hediyelerinse, sonsuza kadar yeri vardır kalplerde, sakın unutmayalım :)

Sadakat ve Güven Anahtar Kelimeler

Bir ilişkide partnerinize sadık olmak, ona güven vermek, aşk ve sevginin yanında saygıyı da unutmamak, ilişkinizi canlandıracağı gibi, uzun soluklu ve mutlu bir beraberliğin de kilit noktasıdır. Ne almak istiyorsanız, onu verin. Bencil bir cümle gibi duyulsa da, özünde öyle olmadığını söylemeliyiz. Bu yalnızca bu konuda değil; her konuda böyledir bize hak verirsiniz ki. Bu yüzden, güven ve sadakat de uzun ve mutlu bir ilişkinin formülüdür, temel taşıdır.

Şehir İçi ya da Şehirler Arası Fark Etmez, Yolculuklara Çıkın!

Başlık her şeyi özetledi aslında. Zamanınız yoksa, şehrin içinde keşfedebileceğiniz yeni yerleri araştırıp, beraber ziyaret edin. Tarihi alanlar, deniz kıyıları ya da yeni açılmış o kafe! Beraberce kapı dışındaki paylaşımlarınızı arttırdığınız zaman, birlikteliğinizi rutin ev hayatının da dışına çıkarmış olacaksınız. Senede birkaç kere ise, yalnızca ikinizin çıkabileceği birkaç tatil rotası belirleyin. Uzun yolculuklar, işlerden ve yoğunluktan uzak günler demektir. Birlikte geçireceğiniz vakti kıymetli kılar.

Birbirinize Yaşam Alanı Tanıyın

Bu aslında, çiftlerin pek de sık yapamadığı bir şey, hadi kabul edelim :) Bir hobisini yapmak istediğinde ya da arkadaşlarıyla halı saha maçı planı yaptığında veya iş arkadaşlarıyla yemeğe gitme durumu varsa, onu kısıtlamayın. Aynı şey sizin istekleriniz için de geçerlidir. Ilişkilerde maalesef, bu kısıtlamalar inada döner. Siz yaptıkça o da yapar ve bu paradoks sonsuza kadar sürüp gider. Sonuç olarak ise mutsuz çiftler çıkar karşımıza. Unutmayın ki, herkes farklı bir çevreden, farklı aile ve büyüme tarzlarından gelir. Bu da insanın karakterini, zevklerini şekillendiren bir unsurdur. Siz zaten birbirinizi çok seviyorsunuz ve ortak pek çok özelliğiniz mevcut. Fakat unutmayın ki, ortak olmayan ya da kişinin tek başına yapmaktan hoşlanacağı aktiviteler de vardır. Işte tam da bu noktada, “yaşam alanı fırsatı tanıma” giriyor devreye. Zaten aranızda aşk ve güven var. Bazı noktalarda empati kurmak, ilişkinizi korkunç noktalara taşımayacak ve hatta canlı kılacaktır. Bize güvenin :)

Sohbet Etmeyi Bırakmayın

Tanıştığınız ilk günleri hatırlıyor musun? Nasıl da bıcır bıcır konuşurdunuz! Tüm konular tükendiğinden değil, çiftler artık birbiriyle konuşmak istemediğinden ve biraz da rutin giden ilişkilerden dolayı sohbet etmeyi kesiyor. Gün içinde ne yaptığınızı, fragmanını izlediğiniz yeni filmin ne kadar aksiyon dolu olduğunu ya da okuduğunuz kitapları konuşun onunla. Laf lafı açacak ve bir süre sonra bu tıkanmışlıktan kurtulacaksınız.

Fakat size küçük de bir not düşmek istiyoruz: zaman zaman sessiz kalmak ve öylece oturmak da gerekebilir ilişkilerde. Bu anlardan da keyif almaya bakın. Hiçbir şey anlatmadan da pek çok şey konuşulabilir!

Yeni Bir Şeyler Öğrenin, Beraberce...

Bu aslında, ilişkilerle ilgili kişisel gelişim kitaplarından fırlamış bir başlık gibi gelebilir size. Aslında öyle :) ve son derece haklı bir öneri. Beraber kaydedeceğiniz yol, paylaşımlar ve geçirilecek zaman düşünüldüğünde çok doğru bir etkinlik kesinlikle. Birlikte yeni bir dil öğrenmek için kursa gidebilir ya da bunu evde online dersler alarak yapabilirsiniz. Dans kursları, iş ve kariyerle ilgili sertifikalı eğitimler veya şehrinizde bulunan bir spor derneğine, örneğin bisiklet ya da dağcılık olabilir bu, etkinliklere ve kurslara katılabilirsiniz.

Patlayacak Noktaya Gelene Kadar Kendinizi Tutmayın!

Bu da yine ilişkilerde sıkça yapılan hatalardandır. Size yanlış gelen hareket ve sözleri sineye çekmiş gibi hissedebilirsiniz; fakat o anda buna öfkeleniyor ve içinize atıyorsanız kesinlikle doğru bir reaksiyon vermiyorsunuz demektir. Yanlış bulduğunuz noktayı ona söyleyin. Bunu söylerken de ilk maddemizi unutmayın tabii ki :) sakin kalın ve kırıcı olmamaya çalışın. Bu şekilde yaklaştığınızda partnerinizin de size aynı tavırla geldiğini göreceksiniz. Bazı inatçı kişilerde bu durum zaman alabilir. Ama ilişkiyi uzun soluklu ve canlı kılacak bir hareket de bu duruştur.

“Seni Seviyorum”

Bu cümleyi duymayalı ve ona karşı söylemeyeli çok mu oldu? Halbuki son derece değerli ve gerçek olan bu duyguyu paylaşmayı asla bırakmamalı. Uzmanlara göre, sevgi cümleleri, çiftlerin arasındaki bağları her an hatırlatan bir alarm sistemi gibidir. Bu cümleyi sevdiğiniz kişiden duyduğunuzda ne kadar mutlu olduğunuzu bir düşünün. Mutluluk hormonları da dahil, pek çok sinyal aktif oluyor beynimizde. Bu da heyecan, mutluluk duymamızı, şefkat ve güven duygularını hissetmemizi sağlıyor. Eğer bunu bir süredir yapmayı bıraktıysanız, ilk adımı siz atın. Bırakın şimdi gururu. Aşkta gurur yoktur ve olmamalıdır :)

Kendinizi İhmal Etmeyin

Ev, iş, çocuklar ya da maddi zorluklar derken kendinizi biraz salmış olabilirsiniz. Insanız ve bazen buna da ihtiyacımız vardır. Fakat bu durum, psikolojik açıdan sizi yıpratacak seviyeye gelmesin. Her sabah ve akşam dişlerinizi fırçalayın. Erkek ya da kadın fark etmez, temiz ve şık giyinin (evet, evde bile:) günlük düzenli bakımlarınızı ihmal etmeyin ve hemen her gün banyo yapın. Spora az vaktiniz de olsa muhakkak zaman ayırın. Düzenli uyuyun ve sağlıklı beslenin. Tüm bunlar, partnerinizin hoşuna gitmesi dışında, öz saygınızı da yerine getirecek olgulardır.

Onu Olduğu Gibi Kabul Edin

Size yanlış gelen ve çok aykırı bir tavrı olursa tabii ki bunu ona söylemek hakkınız. Fakat kimseye zararı olmayan ve karakterinin parçası olan huylarını ve özelliklerini değiştirmeye çalışmayın. Aynı şeyi, siz de ondan talep edebilirsiniz. Bu özellikler, onu o yapan kriterler ve siz de zaten buna aşık olmamış mıydınız? :) İlişkinin en başında, sizi heyecanlandıran birtakım özellikler, rutine giren ilişkilerde bazen göze batmaya başlayabilir. Bu çok normaldir. Bu durumu düşünerek hareket etmeli, bu rahatsızlığın ardında yatan sebepleri araştırmalı ve ona baskıyla değil, sevgiyle yaklaşmalı. Onu olduğu gibi kabul etmeniz, hem ilişkinizi ayakta tutacak hem de anlayışlı biri olmanızı sağlayacaktır.