Anoreksiya Nedir? Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Anoreksiya bir yeme bozukluğu olup, vücudun ihtiyacı olan yeterli besini alamaması sonucu aşırı zayıflaması anlamına gelmektedir. Anoreksiya vakalarında genel olarak en sık rastlanan sebep, kişinin kendini aşırı kilolu bularak zayıflamak istemesi ve diyetine, artık zayıflayıp durması gerekse bile, devam etmesi ve aşırı zayıflamasıdır. Anoreksiya Nervoza genellikle genç kızlarda ve kadınlarda görülüyor ve bu kişileri tehdit eden çok önemli bir hastalık olduğu biliniyor. Zayıf bir beden arzusu, sosyal medya ve televizyonların da direttiği ve baskıladığı görsel dayatmalar ile birleşince maalesef bu hastalığa davet çıkarmış oluyor. Fakat anoreksiya tedavisi mümkün bir psikiyatrik rahatsızlık. Psikiyatrik desteklerle aşılamaz bir durum değil.

Nedir Bu Anoreksiya ve Nasıl Oluşur?

Anoreksiya, yukarıda da belirttiğimiz gibi psikolojik bir rahatsızlık olup, kişinin gıdalarla sorunlu bir ilişki içinde olması diyebiliriz. Bu kişiler ayrıca beden ve vücuduyla ilgili gerçeği yansıtmayan düşünceler içinde olabilir ve beslenme eksikliği ile hatalı egzersiz ve antrenmanlarla kendini yanlış bir algıya kaptırarak vücut normalinin altında bir kiloya düşebilir. Dünya Sağlık Örgütü, kişinin boyu ile kilosuna göre referans bir değer vermiştir. Bu ise kilonun boyun karesine bölünmesi ile hesaplanmaktadır. Web üzerinden pek çok internet sitesinde de bu hesaplama aracı ile kendi ideal kilonuzu hesaplayarak normal mi yoksa değer dışı mı olduğunuzu görme imkanına sahipsiniz.

Tüm bunların yanı sıra, anoreksiya genellikle ergenlik döneminde başlamaktadır ve özellikle stresli bir dönemin sonucunda meydana gelir. Ergenlik dönemi ile 40 yaşından sonra ortaya çıkması nadir görülen bir durum olsa da, asla yaşanmaz diyemeyiz. Psikolojik rahatsızlıklar, genetik faktörler, ilişki durumları ya da travmatik bazı sebepler de aşırı zayıflığa sebebiyet verebiliyor. Anoreksiya hastaları, aynaya baktıklarında kendilerini asla yeterince zayıf ve güzel hissetmezler. Dolayısı ile beden ve biçim algılarında bir bozukluk vardır. Genellikle, karın, kalça ve bacak ile basen bölgelerinin şişmanlığından yakınmaktadırlar ve vücudun yağlı görünmesine takıntı derecesinde nefret ederler. Aşırı zayıflığın doğuracağı olumsuz etkiler ve başkalarının ne söylediği pek umurlarında olmaz ve söylenenleri göz ardı ederler. Devamlı tartılma, aynaya bakma ve vücudunu devamlı kontrol etme gibi dürtülere sahiptirler.

Anoreksiya Belirtileri Nelerdir?

Temel nedenleri sıralamamız gerekirse: zayıf bir beden arzusu, kilo almaktan fazlasıyla ve aşırı korkma, adet kesilmesi ve beden algılamada bozukluk ve vücut kitle indeksine göre zayıf ve normal olsa da kendini şişman ve yağlı görme olarak sıralayabiliriz.

Maddeler Halinde ve Özetle Anoreksiya Belirtileri:

• Kişi zayıf olduğu halde kendini kilolu görmektedir. Devamlı olarak diyet yapma dürtüleri içerisine girer ki buna “kronik diyet” adı verilmektedir. En yaygın ve bilinen belirtisi de bu durumdur.


• Öğün atlama, yemek yememe ve yemeyi reddetme gibi belirtilerin yanı sıra yemek yemede güçlük çekmedir. Bunun sebebi de mide ve bağırsakların ağır diyete maruz kalarak deforme olmasıdır.


• Kronik bir yorgunluk ve halsizlik hali görülür.


• Saçlarda dökülme ve saç tellerinde incelme meydana gelir. Tırnaklar kırılır ve solgun bir cilt gözlemlenir.


• Yemeklerden sonra kusma isteği meydana gelir.


• Eğer kişi yiyeceklerin kalori hesaplamalarını takıntı halinde hesaplıyorsa, bu da başka bir belirtidir.


• Tek tip beslenilir. Örneğin yalnızca sebze, ya da tek bir elma vb.


• Sıklıkla görülen bir diğer semptom ise adet düzensizliğidir.


• İshal, kabızlık gibi bağırsak sorunları gözlemlenir.


• Özellikle depresyon olmak üzere ruhsal bazı psikiyatrik bozukluklar görülür.


• İlerleyen anoreksiyada kemikler, zayıflıktan sayılabilir duruma gelmektedir.


• Vücut sıcaklığı devamlı düşüktür.


• Algılamada güçlük, hafıza problemleri ve dikkat dağınıklığı görülebilir.

Anoreksiya Tedavisi Nasıldır? Tedavide Hangi Yollar İzlenir?

Bu hastalıkta birçok bilim dalı devreye girer. Kadın Doğum, psikiyatri ve dahiliye beraber çalışabilir. Ailenin aktif katılımı ve desteği ile sürdülen bu tedavinin kesin bir ilaç tedavisi yoktur ve psikiyatrik danışman-terapi yolu ile ilerler, psikoterapi vazgeçilmez bir yöntemdir. Terapiye yardımcı olarak ilaç tedavisi, doktorun inisiyatifi ve gerekli görmesi ile olur. Hızlı ve fazla kilo kaybı, kesilmeyen kusma durumları, ek bazı tıbbi ve psikolojik sorunların gelişmesi ile yine doktorun önerileri ve uygun görmesi doğrultusunda ayakta değil, hastaneye yatırılması gereken vakalar da olabilir. En doğru kararı yine doktor, hastanın durumuna göre vermektedir. Vücutta geri dönülemez hasar ve ölüm gibi bir sonuçla karşılaşmamak için doktor kontrolünde tedavi sağlanmalıdır. Çoğu hasta bunu kendi kendine aşabileceğini düşünür; fakat bu doğru bir yaklaşım değildir. Bu psikolojik sorunu ancak; hasta, ailesi ve doktor işbirliği içinde çözüme kavuşturabilir.