Alerji, kişilerin özellikle bahar aylarından kış mevsimi gelene kadar hapşırık, göz yaşarması, öksürük ve burun kaşıntısı ya da vücutta belli başlı kızarıklıklarla belirtilerini gösterdiği bir hastalıktır. Alerji kısaca, vücuda zararlı olmayan kimi maddelerden ve havadan etkilenmesidir. Bazı durumlarda alerji, psikolojik bir reaksiyon olarak da ortaya çıkar ve kişi aşırı tepki gösterebilir. Bir madde, besin ya da hava şartı kimi bireyleri etkilemezken, bazı kişiler alerji sebebiyle bundan etkilenebilir. Bu durumda doktora başvurup gerekli testlerin yapılması ve hastaların bu konuda tedavi olması gerekmektedir.

ALERJİNİN BAŞLICA SEBEPLERİ NELERDİR?

Günlük hayatımızda yaptığımız pek çok eylem alerjiye sebebiyet verebilir. Bunların başında hava koşullarından ortaya çıkan polenler, yediğimiz bazı yiyecekler ya da içtiğimiz içecekler, sigara-alkol tüketimi veya hemen her gün kullandığımız makyaj malzemeleri alerjiye neden olabilir.

Vücudumuza deri, solunum yolu, nefes ve bağırsaklardan giren yabancı maddelere, bağışıklık sistemimiz, vücudu korumak adına reaksiyon gösterir. Bu tepkiler sayesinde yabancı maddeler ortadan kaldırılmakta ya da bağışıklık sistemi hücreleri sayesinde vücuda girememektedir. Alerjik durumu yaratan nokta ise, vücuda giren yabancı maddelere, bağışıklık sisteminin aşırı tepki göstermesi sonucu oluşmasıdır.

Vücudumuz Bu Yabancı Maddelere Hangi Yollarla Tepki Gösteriyor?

Bağışıklık sistemimiz, yabancı maddelere karşı iki çeşit reaksiyon göstermektedir.

1. Humoral Cevap


2. Hücresel Savunma

Bunların dışında ise dışarıyla direkt teması olan organlarımızın da kendine has savunma yöntemleri vardır. sağlıklı bireylerde yabancı maddeye karşı savunma sistemlerinde fizyolojik ve fonksyonel bir denge söz konusu iken alerjik hastalarda bu yeti yoktur. Tepkimeler de bu yüzden meydana gelmektedir.

Alerjiye sebep olan etkenler ise kişiden kişiye değişmektedir. Doğal ortamdan ve çevresel faktörlerden kaynaklanan alerjiler genellikle solunum yolları ve nefes ile vücuda girerler. Bu alerjen maddeler, yüksek proteinli yapısı ile dikkat çekerler. Bir diğer alerjen maddeler ise kirletilmiş çevreden kaynaklı gruptur. İlaçlar, bir takım metaller, makyaj malzemelerinde bulunan kimyasal içerikler ya da gıdalardan kaynaklanır.

ALERJİNİN BAŞLICA BELİRTİLERİ NELERDİR?

Bu durum, yukarıda da belirttiğimiz gibi kişiden kişiye değişim göstermektedir. Alerjini nedeninde olduğu gibi, kişideki belirtileri ve vücudun vereceği reaksiyon da herkeste aynı değildir. Kimisi alerjiyi az tepkimelerle yaşar, bazılarında ise bu durum daha şiddetlidir.

Herkeste aynı olmayan alerji belirtileri nefes almakta güçlük-nefes darlığı, kaşıntı, vücudun belli bölgelerinde şişlik-kızarıklık, göz yaşarması şeklinde olabilir ve bahsettiğimiz gibi etkileri kişiden kişiye göre farklılıklar gösterir.

Eğer bahar alerjisinden şüpheleniyorsanız, en başta göz yaşarması ve akıntı, göz yanmaları ve kızarmalar gibi belirtilere dikkat etmeniz gerekiyor. Bu tip alerjiler de göz kenarlarında yağlanmalar da meydana gelebilir. Migren benzeri şiddetli baş ağrılarına da sebep olmakla birlikte mide bulantıları ve kusmalar da belirtiler arasında yer almaktadır.

Polene bağlı bir diğer alerji belirtisi burun akıntısı ve kaşınmasıdır. Nefes almakta güçlük çekilir ve solunum yollarında damar tıkanıklığına yol açabilir. Bu tip belirtilere sahipseniz vakit kaybetmeden Kulak Burun Boğaz bölümünden randevu alarak doktorunuzla görüşmelisiniz. Belli testlerden sonra size en uygun tedavi yöntemini kendisi belirleyecektir.

ALERJİ BAŞKA HASTALIKLARA YOL AÇAR MI?

Alerjinin tetikleyeceği başka hastalıklar maalesef mevcuttur. Alerjiden sonra ortaya çıkan ve en bilinen hastalık “alerji rinittir” ve tedavi edilmezse sinüzite yol açar.

Alerjinin bir diğer yol açtığı ve belki de en önemli hastalıklardan biri de kalp-damar hastalıklarıdır. Solunum sıkıntısı dolasıyla kalp ritminde bozukluk yaşanabilir ve bu durum da kalp kapakçığının küçülmesi ya da yorulmasına yol açabilir. Kalp ritmindeki bozukluk ve yavaşlamanın ardından nefes almak son derece güçleşir ve astım gibi çeşitli hastalıklar meydana gelebilir.

Meydana gelebilecek diğer hastalıklardan bazıları, uykusuzluk ya da aşırı uyuma isteği, sürekli susama ve su içme isteği, deride kaşıntı, döküntü, kaygı, anksiyete bozuklukları, panik atak gibi rahatsızlıklara sebebiyet verebilir. Alerjik durumlardan şüpheleniyorsanız muhakkak bir doktora danışmayı ihmal etmeyiniz.

PEKİ ALERJİDE TEDAVİ NASIL OLMALIDIR?

Yukarıda saydığımız durumlardan bir ya da birden fazlasını yaşıyorsanız ve alerjiden şüpheleniyorsanız mutlaka doktorunuza başvurun. Yapılacak testler neticesinde doktorunuz en doğru ilaçlı tedavi yöntemini size uygulayacaktır. Fakat bu tedavilerin yanında yardımcı ve doğal tedavi yöntemleri de mevcut. Gelin bu yöntemlere hep birlikte göz atalım.

NOT: Aşağıda saydığımız maddelere alerjiniz yoksa bu yöntemleri uygulayabilirsiniz. Öncelikle doktorunuza danışın ve sıraladığımız doğal yöntemleri bu şekilde uygulamaya geçin.

AVOKADO

Cildiniz üzerinde kaşıntı ve pul pul olarak tabir edilen döküntüler mevcutsa, bu bölgelere avokado sürerek durumun şiddetini azaltabilirsiniz.

ZENCEFİL

Zencefili soyun ve havanda güzelce ezin. Ardından zencefili bir bardağa koyun ve üzerine sıcak su ilave edin. 5-6 dakika kadar demlendikten sonra tüketebilirsiniz. Alerjik durumlar için birebir içecek olarak kabul edilmektedir. (Zencefile alerjiniz yoksa)

BAL

Yine bala alerjiniz yoksa tüketebileceğiniz bir besin. Faydaları saymakla bitmeyen balın alerjik bünyelere de iyi geldiği biliniyor. Günde 2 çay kaşığı kadar bal tüketmek, alerjinin şiddetini hafifletmeye yardımcı olabiliyor.

ELMA SİRKESİ

Mideye de son derece faydalı olan elma sirkesini az suda seyreltip kaşınan bölgeye uyguladığınız taktirde kaşıntı ve derideki döküntünün azaldığını göreceksiniz.

HİNT YAĞI

Hint yağı da mucizevi doğal yağlar arasında bulunan bir yağ çeşidi. Meyve suyunuza ya da içme suyunuza 4-5 damla kadar hint yağı damlatın ve tüketin. Alerjinin yol açtığı bölgelerde (bağırsak, solunum yolları, burun kanalları) iyileştirici etkisi vardır.

LİMON

Bildiğimiz misket limonu! Hem C vitamini deposu hem de alerjik durumlar için birebir etkili bir çözüm yolu. Yarım limonu ılık suyun içine sıkın ve her sabah aç karnına tüketin. Antioksidan ve antialerjik bir besin olan limon aynı zamanda kilo sorununuz varsa, kilo vermenize de yardımcı olacaktır.

YEŞİL ÇAY VE PAPATYA ÇAYI

Eğer bu iki çaya da alerjiniz bulunmuyorsa bal ile tüketebilirsiniz. Yeşil çay içinde bolca kafein bulundurduğundan dolayı gündüz saatlerinde, papatya çayı ise sakinleştirici etkisinden ötürü akşam saatlerinde tüketmenizi öneririz.

PATATES UNU

Alerjiniz ciltte döküntüye sebep oluyorsa ve patatese alerjiniz yoksa bu tarifle rahat bir nefes alacaksanız. 1 su bardağı patates ununu bir kova ılık suda eritin. Bu su ile banyo yapın. Eğer küvetiniz varsa patates unlu su ile doldurun ve küvetin içinde zaman geçirin. Bu formül, ciltte meydana gelen kaşıntı ve döküntüye son derece iyi gelecek ve sizi rahatlatacaktır.

MUZ

Muza alerjiniz yoksa rahatlıkla tüketebileceğiniz bir meyvedir. Özellikle astım hastaları için önerilen muz aynı zamanda sindirim bozuklukları, ishal ve ciltteki döküntülere de iyi gelmektedir.

BOL BOL SEBZE SUYU İÇİYORUZ!

Vitamin ve mineral açısından son derece zengin olan havuç, pancar ve salatalık (bunlardan en az birinde bile alerjiniz varsa uygulamayın!) katı meyve sıkacağında sıkılır ve karıştırılarak içilir. Bunu hem vitamin deposu ve sağlıklı bir besin olarak görmeli hem de bağışıklık sistemini güçlendirici bir eylem olarak algılamalısınız. Bu doğal ilacı her gün en az 1 kez tükettiğinizde daha dinç hissettiğinizi ve alerjik etkilere daha az maruz kaldığınızı göreceksiniz.

ALTERNATİF YÖNTEMLER

Nefes egzersizleri, yoga, meditasyon ya da beyninizi çalıştıran aktivitelerle ilgilenin. Bunların yanı sıra stresten uzak durmaya çalışın. Stresle başa çıkma yöntemleri geliştirin. Alerjinin doğurabileceği psikolojik rahatsızlıkları engellemek için spor aktiviteleri de son derece önemli. Hareketli bir yaşam benimseyin ve doktorunuzun önereceği beslenme düzenine geçin.