Tükenmişlik Sendromu (Burn-out) Nedir? Bu içerik 2348 kez okundu
Tükenmişlik Sendromu Nedir?
Tükenmişlik Sendromu
Genellikle iş hayatının ağır yükleri, ilerlemiş teknolojiyle birlikte zorlaşan çalışma şartları ve karşılaşılan haksızlıklar, bireysel sorunlar ve kişilik özellikleriyle birleşince ortaya tükenmiş sendromu çıkabiliyor. Bu durumu fark edip üzerine düşmek ve kişinin içinde bulunduğu duruma müdahalesi gecikince de kaliteli bir hayat yaşamak insanın biraz uzağında kalabiliyor.
Tükenmişlik sendromu ilk kez 1974 yılında Herbert Freudenberger tarafından tanımlanmış bir sendrom olarak karşımıza çıkıyor. Bu tanıma göre tükenmişlik sendromuna, başkalarıyla iletişim halinde çalışılan, yüz yüze iletişimin olduğu sektörlerde daha sık rastlanıyor; çünkü başka insanlara karşı duyulan sorumluluk, nesnelere duyulandan daha ağır olabiliyor.
Yapılan araştırmalara göre bu sendrom, sağlık çalışanları, öğretmenler, polis ve askerler, avukatlar, bankacılar, sosyal hizmet çalışanları, çeşitli sektörlerin müşteri hizmetleri, call-center çalışanları ve yönetici pozisyonlarında çalışanlar ve akademisyenlerde daha sık görülebiliyor.
Tükenmişlik sendromu açıklanırken üç ana başlık dikkat çeker: duygusal ve bedensel bitkinlik, duyarsızlaşma ve kişisel başarının azalması. Bu sorun oldukça yavaş ortaya çıkar ve başı ağır iş yükünün, kişinin omuzlarına binmesiyle başlar çoğu zaman. Bu iş yaşantısı, kişinin günlük yaşamını etkiler ve bireysel ihtiyaçların önüne geçer. Uykusuzluk, baş ağrıları, aşırı yorgunluk ve isteksizlik gibi bedensel zorlanmalar ise bu sendromun ikinci aşamasını oluşturuyor. Üçüncü aşamaya geldiğimizde ise karşımıza duyarsızlık çıkıyor. Bu aşamada kişi işine ve çevresine alaycı yaklaşabilir, kendini işine ait hissetmez dolayısıyla işini yapamaz hale gelebilir ve çevresine karşı olumsuz tutumlar sergileyebilir. Bu sendromun aslında bir de dördüncü boyutu vardır. Bu aşamada ise kişide nefret duyguları gelişebilir, bu sendromdan muzdarip kişide aşırı çaresizlik hissi ile öfkeli tavırlar ortaya çıkabilir. Özetle tükenmişlik sendromundaki bir kişide çevresinden ve hatta kendinden soğuma, insanlardan hoşlanmama ve uzaklaşma, bedensel sorunlar ve dinlenmeye çalışsa dahi gevşeyip rahatlayamama gibi problemler baş gösterebiliyor.
Depresyon ile Karıştırılabiliyor
Depresyonla karıştırılmasının başlıca sebepleri kişide zevk alamama, isteksizlik ve mutluluk oranında azalma olmasıdır. Fakat yapılan araştırmalara göre depresyonda olan bir kişi, bu durumları hayatın içindeki pek çok konuda yaşayabiliyor; yani okul, aile, arkadaşlar ve iş alanlarında kendini gösterebilirken; bu durum tükenmişlik sendromunda yalnızca iş hayatıyla ilgili oluyor. Çözümü de iş yaşamındaki olumlu gelişmeler ile kendiliğinden bile çözülebiliyor.
Ev Kadınları da Risk Altında Olabilir
Ev kadınları da tıpkı dışarıda çalışan meslek sahipleri gibi tükenmişlik sendromunu yaşayabilir. Nasıl ki bir çalışanın iş yükü ve sorumlulukları varsa, bir ev hanımı da iş yükü ve sorumluluklara sahiptir. Bunun yanı sağlık ve eğitim çalışanlarında daha sık görülen bu sendrom, başkalarına hizmet veren pek çok başka meslek gurubunda karşımıza çıkabiliyor.
Tükenmişlik Sendromuna Etki Eden Başlıca Faktörler/Sebepler Nelerdir?
Tükenmişlik Sendromu
Bireysel Faktörler
Kişilik Özellikleri: Fazlasyıla sorumluluk sahibi, dakika ya da mükemmeliyetçi ve rekabeti seven kişilerin yanı sıra aceleci, çok konuşan ve derdini yüksek sesle anlatan, iş hayatında çıkar dayanışmasına inanan ve empati yeteneğini kullanmaktan kaçınan insanlarda sıklıkla rastlanabiliyor.
Demografik Özellikler: Halk arasında yapılan medeni ahl, cinsiyet, yaş gibi konulara bakılarak yapılan araştırmalarda kadınların çoğunluğunda duygusal tükenmişlik, erkeklerde ise duyarsızlık geliştiği gözlemlenmiştir. Yapılan işin, kişi işe girmeden önce farklı aksettirilmesi, işe yeni başlayan çalışnanın bilmediği bir alanda devam etmeye çalışması ve bunun ağırlığı da sendromun oluşmasını tetikleyen faktörler arasında yer alıyor. Bunların yanı sıra çalışan ve evli olan kişilerde, bekarlara oranla daha az sıklıkta tükenmişlik sendromu gözlemlenmiştir.
Kurumsal Faktörler
İş yükünün az ya da çok fazla olması
Çalışanların karar mekanizmalarının yönetici olması ve kendi kararlarına saygı duyulmaması ya da atılan adımlarda söz sahibi olmamaları hem çalışanı hem de yöneticiyi etkileyip tükenmişlik sendromu yaşamasına zemin hazırlayabilir.
Sözlü ya da maddiyata dayalı ödüllendirme sisteminin adil olmaması, hak edene de etmeyene de eşit uygulanması ya da adaletsiz yaklaşım, insan kayırma gibi haksızlıkların da bir çalışanın tükenmişlik sendromu yaşamasında büyük rol oynamaktadır.
Çalışan ve çalıştığı firmanın misyon ve değerleri birbiriyle örtüşmüyorsa bu da başka bir sebep olabilir. Çalışan, kendini boşa kürek çekiyor gibi hisseder ve aidiyet duygusu hissetmez. Birlik ve beraberlik sağlanamadığı için de kişi bu sendromu yaşamaya başlayabilir.
Çevresel Faktörler
Ailevi sorunlar ve arkadaş çevresi ile olan problemler
Politik ve sosyo-ekonomik etkenler
Toplumda yaşanan ve geniş kitleleri ilgilendiren ve etkileyen olaylar (terör, afet gibi…)
Resmi kurumların yaklaşımları ve bürokratik engeller
Madde Madde Tükenmişlik Sendromu Belirtileri
Fiziksel ve Psikolojik Belirtiler
Umudunu kaybetme durumu - ümitsiz ve çaresiz hissetmek
Engellenmiş hissetmek
Tatmin olamama
Özgüven kaybı
Sinirlilik ve bazen öfke patlamaları, kaba davranışlarda bulunma
Sabırsızlık
Olaylara paranoyak yaklaşım, gerçeklikten uzak şüphe ve endişe
Çoğunlukla depresif yönü ağır basan duygu durum bozuklukları
Pişmanlık ve suçluluk duyma
Kişilere karşı düşmanlık beslemeye başlama
Çok çabuk alınmak ve hassasiyette artış
Kişinin eleştiriye tahammülü olmaması
Aşırı yorgunluk ve bitkinlik hali
Uyku bozuklukları, az ya da fazla uyuma veya uyku bölünmeleri
Göğüste sıkışma hisleri ve çarpıntı
Vücutta uyuşma ya da karıncalanma meydana gelmesi
Sık sık hastalıklara yakalanma, vücut direncinde düşüş ve özellikle de enfeksiyona yakalnma
Vücutta özellikle görülen gerilim tipi baş ağrıları ve kas sıkışmaları, kas ağrıları
Tükenmişlik Sendromu
Davranışsal Nedenler
İşten bedenen ve zihin olarak uzaklaşma
İşten ayrılmak isteme ve yeni iş arama
Profesyonel iş yaşamı dışındaki işlere yönelme eğilimi
Başka işlerle uğraşma ve iş performansında azalma
İş yerinde düzensiz çalışmak ve karışık, dağınık bir masa
Kendine bakmayı bırakma, kendine özen göstermeme
İşi ağırdan alma ve yavaşlatma
Hırsızlık eğilimleri
Tükenmişlik Sendromu ile Baş Etmenin 11 Yolu
Tükenmişlik Sendromu
Hayattaki öncelikler iyi belirlenmelidir. Örneğin öncelik aile ise iş dışındaki vakti onlarla kaliteli bir şekilde geçirmek gerekir. Aile ile yenen eğlenceli bir yemek, sinemaya ya da parka gitmek, hafta sonlarını beraber yeni yerler keşfederek geçirmek sorunu çözmeyi kolaylaştıracaktır. İş yerindeki gerilimi atmanın en iyi yolu, önceliklere verilen değerli zamanı kaliteli geçirmektir.
İlk adımı atarak tükenmişlik sendromunun sebebi belirlenmelidir. Bu neden iş yerindeki çatışmalar, haksızlıklar, iş sorumluluğu ve yükünün ağırlığı olabilir. Bu sorunu tespit ettikten sonra ise ikinci adıma geçerek onu tamir etmeyi denemelisiniz. Bu kimi zaman profesyonel bir destekten geçer.
Paylaşmak, konuşmak ve sosyal destek, yapılan araştırmalara göre çoğu sorunun çözümünde olumlu etkilere sahiptir. Sorun ve sıkıntıların kaynağı kim ya da hangi olay ise ilgili kişiyle birebir bunu paylaşmak, sessiz kalmaktan çok daha faydalıdır.
Dost ve arkadaşlarınıza zaman ayırın. Haftanın belli günlerinde onlarla vakit geçirin. Yalnızca dert tasa konuşmak yerine eğlenin, gülün ve sohbet edin.
Gün içinde verilecek kısa molalar zihnin de bedenin de ciddi anlamda toparlanmasını sağlar. 5 dakikalık küçük molalar ve beden çalıştıran küçük egzersizler çok daha iyi hissetmenizi sağlayacaktır.
Düzenli spor beden kadar zihin için de oldukça önemlidir. İnsanların çoğu stresli ve yoğun oldukları dönemde sporu bırakır. Fakat bu son derece yanlıştır. Çünkü spor yapmak stresle başa çıkmada çok önemli bir rol oynar. Her gün yapacağınız yarım saatlik egzersiz ya da hafif tempolu açık hava yürüyüşleri bile sizi tükenmişlik sendromunu yaşamaktan uzak tutabilir.
Yeterli miktarda uyumaya özen gösterin. Vücudun ve beynin dinlenmesi için bu çok önemli bir ayrıntı. Günde 7 ila 8 saat bir uyku, bir yetişkinin dinlenme ihtiyacını karşılar.
Hafta sonlarınızı iyi planlayın ve büyük kısmını dinlenmeye ayırın. Çok aksiyonlu-hareketli aktivitelerden en azından yoğun geçen bir haftanın ardından uzak durun. Açık havada geçirilecek sakin vakitler ve kalabalık olmayan ortamlarda arkadaş ve aile buluşmaları hem sosyalleşmenizi sağlar hem de sizi yormaz.
Sizi sakinleştiren, gerilimden uzak tutan, rekabet hissi uyandırmayan aktiviteler edinin. Bunlardan en iyileri kitap okumak, tiyatroya-sinemaya gitmek, örgü örmek gibi bireysel üretim içeren aktivitelerde bulunmak ya da resim yapmaktır.
İşinizin size uygun olup olmadığına gerçekçi bir yaklaşımla düşünerek karar verin. Eğer işinizi ciddi anlamda kendinize uygun bulmuyorsanız ve bu size zarar veriyorsa alternatif arayışlara girin. Zevk alacağınız, size keyif veren iş araştırmaları yapın.
Sağlıklı beslenmek de tıpkı spor gibi yalnızca beden için değil aynı zamanda insan psikolojisi adına da büyük önem taşıyor. Sebze ve meyve tüketimi, abur cuburdan ve yağlı yiyeceklerden uzak, karbonhidrat dengeli bir beslenme düzenine geçin. Örneğin Akdeniz tipi bir beslenme şekli son derece sağlıklıdır. Aşırı kahve tüketimi ve gece yemek yemek de psikolojik dengelerin bozulmasına neden olabilir.
Tüm Hakları Saklıdır. 2011 Kahvemvefalim.com
Derya Abla adı ve logosu tescilli bir markadır.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır. Bu siteye giriş yaparak çerez kullanımını kabul etmiş sayılıyorsunuz. Kabul Et