Herkese merhaba kahve falı severler! BildiÄŸiniz gibi mutsuzluk, bazen bazı kiÅŸilerde bir tercihe ya da zamanla ve fark etmeden bir alışkanlığa dönüÅŸebiliyor. Bu kiÅŸiler mutlu olacakları bir an yaÅŸasalar dahi ondan keyif almazlar ve bazen de keyif alıp mutlu olmayı reddedebilirler ve mutsuz hallerine geri dönmek isterler.

Peki Kronik Mutsuzluk Tam Olarak Nedir?

Kronik mutsuzluÄŸu kabaca ve özetle ÅŸu ÅŸekilde açıklayabiliriz; kiÅŸi mutlu olacağı ÅŸeyleri sevmez ve onları reddeder. Bunun yerine ona acı verecek ve kendisini mutsuz hissettirecek olgulara yönelir ve bundan zevk alarak bu durumu sever. Ä°ÅŸte bu bir psikolojik rahatsızlıktır ve kiÅŸinin bir yardıma ihtiyacı olduÄŸu açıktır.

Kronik MutsuzluÄŸun Nedenleri Nelerdir?

Kronik mutsuzluÄŸun sebepleri 10 ana maddede toparlamak mümkün. Ä°ÅŸte o sebepler:

• DüÅŸük özgüven


• Altyapısı çocukluÄŸa dayanan güvensiz iliÅŸkiler ve bunları kurma biçimleri


• Tedavisi tamamlanmamış depresyon


• Arka arka kayıp yaÅŸamak ve olumsuz pek çok durumla aynı anda karşı karşıya kalmak


• MutluluÄŸun kaygı ile baÄŸlantılı olduÄŸunu düÅŸünmek, mutluluk duygusunu tanımlamakta zorluk çekme


• Aile içindeki çatışmalar ve mutsuz bir aileden gelme


• Kuralcı ve fazlasıyla katı, aynı zamanda da yüksek beklentiler içinde olan bir aileye sahip olma


• GeçmiÅŸe dair suçluluk duyguları, piÅŸmanlıklar ve geçmiÅŸi atlatamama durumu


• Bireyin depresyonu bir yaÅŸam tarzı haline getirmesi ve uzman yardımı almaktan kaçınması, kendini kapatması


• Tedavisi gecikmiÅŸ ya da ertelenmiÅŸ majör depresyon

EleÅŸtiri, olumsuz konular ve can sıkan insanlardan çok daha çabuk ve derin etkilenen Kronik Depresyon hastaları, mutsuzluk durumunu bir süre sonra hayatın olaÄŸan bir parçası haline getirebilmektedir. Bu kiÅŸiler ne yaparsa yapsın, sonuçta yine mutsuzluÄŸa sürüklenmek ve bu durumda bir beis görmemektedirler. Çünkü alıştıkları yaÅŸam tarzları negatife ve mutsuzluÄŸa dayalı bir bakış açısı taşımaktadır. Aynı zamanda kronik depresyona sahip kiÅŸiler; olumlu, pozitif bir durum yaÅŸarlarsa bununla birlikte hayal kırıklıklarını da yaÅŸayacaklarını düÅŸünürler. Bu yüzden negatif bakış açısı geliÅŸtirerek içe kapanma ve toplum ve çevre ile iletiÅŸimsizlik, asosyallik gibi davranışlar geliÅŸtirebilmektedirler.

Kronik Mutsuzluk YaÅŸayan KiÅŸilerin 6 Ortak ÖzelliÄŸi

• Bu kiÅŸiler kendini yeterince güçlü hissetmezler ve kiÅŸiler yeteneklerinin farkında deÄŸillerdir. Bu yüzden baÅŸarılı olabilecekleri alanları deÄŸerlendirmek istemezler, bundan çekinirler.


• Kronik depresyon yaÅŸayan kiÅŸiler fazla öfkelidirler ve ben-merkezci, bencil olma eÄŸilimindedirler.


• Kronik depresyonu yalnızca mutsuzluk tanımlamak yanlış olacaktır. Bu hastalıkta kiÅŸiler duygu eksikliÄŸi çekerler ve bu durum onların son derece boÄŸucu ve zor bir hayat yaÅŸamasına neden olur.


• Bu insanların çevresinde bulunan kiÅŸiler, kronik depresyon hastalarının güçlü olumsuz yönlerinin farkındadır.


• Ä°nsanlar bu hastalığa sahip kiÅŸileri sevmekte ve onları hayatlarına almakta zorlanırlar. Bu durum bu hastalıkla boÄŸuÅŸan kiÅŸilerin hem kendilerini hem de çevresindeki insanları sevmemesinden kaynaklanabilir.


• Bu hastalığın terapi ve ilaç tedavisi ile çözümü vardır. Hastalık asla tedavi edilemez deÄŸildir.

Depresyonun Kronikleşmesinin Sebeplerine Bir Bakalım

Depresyonun kronikleÅŸmesinin yani devamlı hale gelmesinin en büyük nedeni, alınması gereken terapileri aksatmak ve ilaçlı tedaviyi uygulamamak veya ertelemektir. Bu durumda depresif belirtiler düÅŸük olabilir ve kiÅŸi depresyonun kronikleÅŸme sürecini anlamayabilir. Bir diÄŸer etken de majör depresyon hastalarına yeterli ve gerekli tedavinin uygulanmaması, bu tedavinin eksik uygulanmasıdır. EÄŸer majör depresyon teÅŸhisi koyulmuÅŸ hastaya, gereÄŸinden düÅŸük dozda bir tedavi uygulanırsa, bu kiÅŸide depresyonun kronikleÅŸme ihtimali çok yüksektir. Bu hamle kiÅŸideki hastalığın seyrini rahatlıkla kronik depresyona çevirebilir. DiÄŸer sebep ise kronik depresyonun tanınmamasıdır. En etkili psikoterapi ve psikiyatrik tedavi uygulanabilmesi için doÄŸru teÅŸhis çok önemlidir.

Psikiyatri uzmanının belirlediÄŸi süre içerisinde yeterli dozda uygulanan depresyon tedavisine bazen, kimi durumlarda hasta yanıt vermeyebilir. Bu da kiÅŸide dirençli depresyon olduÄŸunu gösterir. Tedavinin devamı ve doz ayarları ile psikiyatri uzmanının takibi neticesinde durum kontrol altında tutularak sonuca ulaşılmalıdır.

Kronik Depresyonun Görülme Oranları

Depresif kiÅŸilikteki insanlar, bu duygu durumu yaÅŸarken içe kapanık, çevresiyle iliÅŸkisini kesen ve asosyal bireyler olurlar. Bu kiÅŸilerin bedenleri ve düÅŸünceleri bu hastalıktan oldukça etkilenir. Kısacası depresyon, kiÅŸinin tüm hayatlarını olumsuz yönde etkileyen bir hastalıktır. Dünya üzerinde bu hastalık, psikiyatrik hastalıklar arasında 4. sıradadır. Ülkemizde ise kadınların yüzde 25’inde görülürken erkeklerde bu oran çok daha düÅŸüktür. Bunun sebebi ise erkeklerin psikolojik hastalıklar için uzmana baÅŸvurma oranlarının kadınlara göre düÅŸük olmasıdır. Kadınların oranının erkeklere oranın yüksek olmasının baÅŸlıca sebepleri arasında ise toplumsal rolleri, ataerkil baskıcı sistem dahilinde yaÅŸamaları, erkeklere oranla çok daha ayrıntılı bir ÅŸekilde düÅŸünce yapısına sahip olmaları ve hormonal etkiler başı çekmektedir.

Kronik Mutsuzluğu Atlatmaya Yardımcı 7 Altın Kural

1. 
   

   Empati YeteneÄŸinizi GeliÅŸtirin

   
   

Yukarıda bahsettiÄŸimiz gibi sürekli mutsuz insanlar ben-merkezci olabiliyor. EÄŸer siz de zaman zaman bencil olabileceÄŸinizi düÅŸünüyorsanız empati kurmayı, kendinizi baÅŸka insanların yerine koymayı düÅŸünün. Olayları biraz da onların açısından ele almaya çalışın. Umursamazlık, gurur ya da ego gibi nahoÅŸ kavramları hayatınızdan çıkarın. Aksi halde empati yeteneÄŸine kavuÅŸmak ve onu geliÅŸtirmek pek de mümkün olmayacaktır.

2. 
   

   Artık Åžikayet Etmeyin, Çözümü Bu DeÄŸil!

   
   

Devamlı mutsuzluk yaÅŸamak zor, evet! Fakat bu durumu daha da kötüleÅŸtiren bir etken var: sürekli ÅŸikayet etmek. Ä°çinde bulunduÄŸunuz durumu sakince ele almak ve tüm yönleriyle düÅŸünerek hareket etmek, içindeki güzelliklere odaklanmak ya da sonuçların hayrınıza olacağı düÅŸüncesiyle hareket etmek, her zaman ÅŸikayet etmekten çok daha iÅŸe yarar, emin olun!

3. 
   

   “Hobi Edinin” KliÅŸesine Bir Åžans Verin!

   
   

Bu gerçekten iÅŸe yaramasaydı bir kliÅŸeye dönüÅŸmezdi elbette. Bir hobi edinmek ve onla uÄŸraÅŸmak, kiÅŸileri yalnızca oyalayıp kafa dağıtması durumu deÄŸil, aynı zamanda beynin farklı iÅŸlemesinin de bir yoludur. Bu hayatta her insanı ama herkesi mutlu edecek bir etkinlik, eylem vardır! Belki de bu zamana kadar yanlış meÅŸguliyetler edindiniz ve onu keÅŸfedemediniz. AraÅŸtırın, deneme yanılma yoluyla doÄŸru uÄŸraşı bulun ve onla düzenli olarak ilgilenin. Kısa süre içerisinde mutluluk hormonlarınızdaki deÄŸiÅŸim, tüm hayatınıza yansıyacaktır :)

4. 
   

   Ä°letiÅŸim Kurmaktan Vazgeçmeyin

   
   

Bazen zordur. Ä°nsanları çekilmez görürüz. Söyledikleri cümleler bize batabilir ve sırf bu hisleri yaÅŸamamak için kimseyle görüÅŸmek istemeyiz. BaÅŸkalarıyla geçirilen vakitler zaman kaybı gibi gelebilir. Fakat bu durum “bazen”i geçerse, bu durum biraz sıkıntıya yol açabilir. Haftanın belli günlerini dost ve ailenize ayırın. Onlarla hoÅŸ vakit geçirebileceÄŸiniz yerlerde buluÅŸun ve can sıkıcı konuları konuÅŸmayı yasaklayın :)

5. 
   

   Spor Spor Spor!

   
   

Hem beden hem de zihin saÄŸlığı için spor, özellikle de açık havada yapılan sporlar çok önemlidir. Sabahın erken saatlerinde ya da akÅŸam, güneÅŸin batışında bol oksijen eÅŸliÄŸinde hafif tempolu yürüyüÅŸler, arkadaşınızı da alıp tenis ya da basketbola gitmek, imkan varsa yüzmek… Tüm bu aktiviteler bireysel ya da takım sporu olsun fark etmez, bir hafta olmadan çok daha iyi hissetmenizi saÄŸlayacak, garanti ediyoruz!

6. 
   

   Kaygıları ve Korkuları Salın!

   
   

ÇoÄŸu kaygı ve korku insan beyninin olası negatif ihtimalleri beyninde fazla büyütmesiyle, bazen paranoyaklık derecesinde “kafasına takması” ile ortaya çıkmaktadır. Aynı ÅŸeyler piÅŸmanlık ve suçluluk duyguları için de geçerli olabilir. Bu düÅŸüncelere kapılmadan önce kendinizi rahatlatacak yolları aklınızdan geçirmeli ve olumsuz düÅŸüncelerin aslında gerçekle uzaktan yakından alakasız olduÄŸunu doÄŸrulamalısınız. O an aktif bir ÅŸekilde baÅŸka bir ÅŸeyle uÄŸraÅŸmak, hareket etmek, derin enfes almak ya da sportif ya da sanatsal bir faaliyetle uÄŸraÅŸmak sizi anksiyeteye iten bu tür düÅŸüncelerden uzaklaÅŸtıracaktır.

7. 
   

   Uzman DesteÄŸi Almaktan Çekinmeyin

   
   

Nasıl ki grip olduÄŸumuzda ya da bir yerimiz ÅŸiddetli aÄŸrıdığında doktora baÅŸvuruyoruz, aynı durum psikolojik rahatsızlık hissettiÄŸinizde de geçerlidir. Bir tıp dalı olan psikiyatriye güvenin ve doktorunuzun uzmanlığını göz ardı etmeyin. Verilen reçeteyi harfiyen uygulayın ve aldığınız terapileri aksatmayın. Kendinizi iyi hissetseniz bile size verilen tedavi süresi boyunca önerilere uymaktan vazgeçmeyin.

SaÄŸlıklı günler dileriz.